Oyuncu Sevcan Yaşar’ı darp ettiğine ait argümanların basına yansımanın akabinde açıklamalarda bulunan Sermiyan Midyat, suçlamaları reddetmişti. Midyat hakkında sekiz yıla kadar mahpus istemiyle dava açılmış ve iddianamede yer alan manzaralarda Sevcan Yaşar’ın yüzü ve bedenindeki darp izleri ile konutuna verilen hasarlar görülmüştü.
Sabah gazetesinden Tuba Kalçık’a açıklamalarda bulunan Sevcan Yaşar, “Hatta birinci kere söylüyorum; bana uyguladığı şiddeti söylememem için gizlice çektiği mahrem manzaralarım üzerinden beni tehdit bile etti” dedi.
Yaşar şöyle konuştu:
“Bir televizyon programına çıkıp bana iftira attı. Söylediklerinin hepsi palavra. Ben susuyordum bugüne kadar. Sadece onu linç ettirmemek için. Basına da yansıdığı üzere elimde bir sürü görüntü ve fotoğraf var. Yüzümü, vücudumu ne hale getirdiği ortada. Ben onu linç ettirmemek için susarken, o bir televizyon programına katılarak beni kamuoyu önünde küçük düşürmek ve linç ettirmek için her şeyi yaptı. Kendini haklı göstermek için hiç sıkılmadan beni suçluyor. Gerçek dışı tezler ortaya atıyor. Kaç sefer darp etti beni. Daima sustum. Beni konuşmamam için tehdit bile etti. Hatta birinci sefer söylüyorum; bana uyguladığı şiddeti söylememem için gizlice çektiği mahrem imgelerim üzerinden beni tehdit bile etti. Birinci darbından sonra hudut krizi geçirdim ve ayrıldım. Benden habersiz formda sesimi kayıt etmiş o gün. Daha sonra barışmam için bana bu ses kaydını iletti ve tehdit etti. Ben de barışmak zorunda kaldım. Ses kaydını o denli bir montajlamış ki beni yumrukladığı ve tokat attığı kısımları silmiş. Yalnızca benim hudut krizi geçirdiğim yerler var o kayıtta. Bu türlü bir adamı savunanları gördükçe çok üzülüyorum. Kendisi bâtın isimlerle o programda hakkımda gerçek dışı argümanlarda bulunmuştu. Ben de bugüne kadar çalıştığım dizilerin üretimcileri eşliğinde bu tezlerini da çürüteceğim. Katıldığı televizyon programında hakkımda konuşulanlar için de ayrıyeten tüzel yollara başvuracağım. Şunu da söylemek istiyorum, ben bugüne kadar daima işimle gündeme gelmek istedim. Fakat o denli acı şeyler yaşadım ki, susmak yerine yaşadıklarımı paylaşmak ve tüzel açıdan hakkımı aramak istedim. Ben ve ailem bu süreçte hem yıprandık, hem de çok üzüldük. Umarım bu güç devri bir an evvel atlatırım”
